5 Mart 2012 Pazartesi

Martin Scorsese ve Hugo (2011)

Scorsese'nin beğendiğim "Shutter Island"'ından sonra, yönetmen beni bir kez daha büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Biliyorum büyük çoğunluk bu filme bayıldı, ama ben aynen "Avatar" ve "Inception"'da olduğu gibi teknik göz boyamalardan arındırıldığında çok kötü ve dağınık bir film olduğunu düşünüyorum. Oyunculuklar da kötüydü, hele baş kahramanın kız arkadaşı son senelerde gördüğüm en kötü performansı sergiliyordu, ben olsam neye mal olursa olsun, oyuncuyu değiştirir, o sahneleri tekrar çekerdim. Neyseki Oscar ödülleri "Avatar"'da düşmediği tuzağa bu filmde de düşmedi, ve en iyi film ödülünü gerçekten hak eden "The Artist"'e verdi. "Hugo"'nun aldığı teknik ödüller ise anlaşılırdı, çünkü film teknik ve görsel olarak çok iyi kotarılmış. Ama işte beni en çok kızdıran nokta da bu, bu kadar muhteşem teknik imkanlar ve iyi filmler çekebilmiş bir yönetmen varken, bunların gişe için yeterli olacağı inancıyla (ki bu inanç asılsız sayılmaz) sinema adına filme hiçbir şey katmamak. Hikaye özensiz, diyaloglar kötü, görüntüler evet üç boyutlu ama karakterler iki boyutlu. Üç boyuta hiç karşı değilim, ama bir filmin üç boyutlu olması iyi bir film olması için kesinlikle yeter bir kriter değil. Filmde anlatılan bir masal ama masal içinde de (hele buna imkan varsa) birazcık mantık kullanılmalı, kendi içinde biraz tutarlı olmalı, ayaklar yere değilse de duvarlara biraz basabilmeli.
Sonuç itibariyle sinemasal değeri benim gözümde bulunmayan bir büyük prodüksiyon göz kamaştırma girişimi. Gerçi girişimin başarılı olduğunu da belirtmeliyim, Oscar ödülleri öncesi NTV kanalındaki bir programda, diğer TV kanallarının kültür ve sanat programlarını hazırlayanlara en iyi film tahminlerini sorduklarından büyük çoğunluk "Hugo"'ya işaret etti.  

2 yorum:

ezgi dedi ki...

sevgili Barış,
blogunu çok sevdim, takip etmek isterim. fakat bulamadım izleme tuşunu?

Barış Cemiloğlu dedi ki...

Merhaba Ezgi, ilgine çok teşekkür ederim. Sağ tarafta bulunan blog arşivi kısmının altında izleme tuşları bulunuyor; facebook, twitter, eposta gibi izleme seçeneklerinin yanısıra en sağdaki blogger sembolüne basarak direk olarak blogger ile de takip edebilirsin.