Günceye verdiğim uzun bir aradan sonra yeniyıl öncesi biraz ortalığı toparlamaya çalışayım. Bu dönemde hemen hiç film seyretmemiş olmakla birlikte, yazacak birkaç etkinlik birikti, bir de ara öncesinden gelen bir yazılacak filmler listesi olduğu gibi sırtımda ağırlık yapıyor. Bazen günde 5 film seyretme motivasyonuyla içim içime sığmazken, bazen de şu son dönemde olduğu gibi haftalarca elim filmlere gitmeyebiliyor. Akşamları çocuklar uyuduktan sonra vazgeçilmezim filmlerin yerini, düzenli seyrettiğimiz diziler, başta Euroleague basket maçları ve voleybol kulüplerimizin Avrupa maçları olmak üzere bol bol spor yayını alıyor. Diğer uğraşlar olarak da, android'deki basit strateji oyunları ve yakın dönem tarih kitapları vaktimin bakiyesinden tırtıklıyorlar.
Gelelim sanal hafızama son dönemle ilgili düşmem gereken notlara.
Geçen sene gezdiğim Contemporary İstanbul 2011 'den bahsetmiştim. Son yıllarda İstanbul'da gerçekleşen sanat patlamasının da etkisiyle olsa gerek, sergi alanı bu sene ikiye katlanmış. Gezerken de satışa sunulan eserlerin üzerlerinde gördüğümüz kırmızı noktalar, yapıtların büyük kısmının satılmış olduğunu gösteriyordu. Geçen sene söylediklerimi tekrar etmem gerekecek; ticaret için sanat ile insan için sanat arasındaki uçurum, bu etkinlik ile bir sonraki yazımda bahsedeceğim bienal arasında yine çok bariz bir şekilde hissedilebiliyor.
Sergi alanının büyüklüğünün de etkisiyle her zamankinden biraz daha hızlı bir tempoda gezdiğimiz sergide, gözümüz renk ve estetiğe doydu. Özellikle Devrim Erbil'in İstanbul manzaraları ve Koreli sanatçıların rengarenk tabloları, önünde en çok vakit geçirdiğim eserler oldu. Orijinal bir Keith Haring ve Andy Warhol eseri görmek de etkinliğin hoş sürprizlerindendi. Yurtiçi, yurtdışı galeri ismi pek bilmem ama anlaşılan önemli yurtdışı galeriler, İstanbul'daki sanat iştahının kokusunu çoktan almışlar. Bakalım seneye mekanı daha ne kadar büyütebilecekler.
Sergiden eve dönünce hızımı alamadım, Devrim Erbil'in eserlerinden oluşan bir katalog alma amacıyla bakınmaya başladığım gittigidiyor'daki sahaflardan, Erbil'in yanısıra Güngör Taner, Adnan Çoker, Burhan Doğançay, Mehmet Güleryüz, Ferruh
Başağa, Nuri İyem, Neş'e Erdok, Komet, Mustafa Ata, Müjgan Özkaya Yılmaz
ve Zeki Serbest gibi beğendiğim çağdaş ressamlarımızın ikinci el eski sergi kataloglarını sipariş ettim. Madem orijinal eser koleksiyonu yapmaya bütçem yetmiyor, o halde ben de bu kitapçıklarla avunurum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder