Filmlerde, belgesellerde pek çok kez kesitler görmüşümdür, ama hatırladığım kadarıyla hayatımda hiç doğa tarihi müzesi gezmemiştim. İstanbul'da da yakın zamana kadar böyle bir müze olduğunu da sanmıyorum (yani vardı da biz mi ziyaret etmedik diycem, ama yurtdışında da aklıma gezmek hiç gelmemişti), Venedik'ten dönünce merak edip araştırdım, 15.12.2011'de Pendik/Güzelyalı'da (kendi beyanıyla Türkiye'de ilk) Doğa Bilim Müzesi açılmış, ilk fırsatta çocukları götürmeliyim. Nina'yı çocukluğunda ailesi çok sık doğa müzelerine götürürmüş, hadi doğa tarihi müzesini gezelim dediğinde önce bir şaşırdım, keza kısıtlı zamanımızda gezebileceğimiz sayısız başka müze önceliklerimdeydi, ama merakım bir kere cezbolmuştu. Müzenin bulunduğu bina, bizans mimarisi etkisinde bir 13. yüzyıl sarayı olup, adı da "Fondaco dei Turchi" olunca (Uzun yıllar Türk Tacirlerin yaşadığı mekan olmuş) karar kesinleşti.
Dünya'da yaşamın oluştuğu dönemden başlayarak bugüne kadar doğanın ve canlıların tarihsel gelişimini ve çeşitlenmesini kronolojik olarak sergileyen müzenin girişinde etkileyici bir dinozor iskeletiyle yolculuğumuza başladık. Sonrasında sergilenenler, hem çocukların hem de yetişkinlerin ilgisini sürekli ayakta tutabilmek adına bol renk ve ışıkla bezenmişti. Bir nevi dondurulmuş hayvanat bahçesi olarak nitelenebilecek müzede hayvanların doldurulmuş halleri yer yer biraz iç acıtsa da, bu durum hizmet ettiği amaç adına hoşgörülebilir.
Doğa ve bilim meraklısı yeni nesiller yetiştirebilmemiz adına, ülkemizde de hızla doğa ve bilim müzelerinin açılmasını ve ülke geneline yayılmalarını diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder