Pera Müzesi'nde Goya'nın az sayıda yağlıboya ve çok sayıda gravürlerinden oluşan bir sergi açıldı. Küçük boyutlu siyah beyaz gravürlerin olması itibariyle fazla beklentiyle girmediğim sergi, beni olumlu olarak şaşırttı. Çünkü bu gravürler gerçekten de zamanının tanığıydılar ve seri karikatürler gibiydiler. Sağlam bir mizahla seçilmiş başlıklar bu"karikatür"leri iyi bir şekilde tamamlıyorlardı. 18.Yüzyılın ortasında doğmuş ve neredeyse ömrü boyunca saray ressamlığı yapmış bir sanatçının hep steril aristokrat portreleri çizmiş olmasını beklerken (ki yağlı boya eserleri ağırlıklı olarak böyle sipariş eserler) yaşadığı dönemdeki çarpıklıkları cesurca ve sansürsüz bir şekilde bu gravürlerde belgelemiş olması çok ilgimi çekti. Mesela eğitimde fiziksel şiddet kullanılmasını, öğrencileri eşşek olarak resmederek, genç kızların rızaları dışında hep bir hesap kitap yapılarak evlendirilmelerini babalarla dalgasını geçerek, İspanya'nın bol savaşlar geçirdiği dönemi de bir savaş muhabiri gibi tüm şiddetiyle resmederek eleştirmiş. Ayrıca resimlerinde, sanatta sürreal dönem başlamamış olduğu halde bolca bulunan sürreal ögeler, zamanın önünde giden bir ressamı olduğunu gösteriyordu. Yağlı tablolarında da çocukların oyun oynarken tasvir edildikleri eserler çok hoşuma gitti, o dönemde sokaklarda oyun oynayan çocukları doğal halleriyle resmeden fazla ressam olduğunu sanmıyorum.
Temmuz sonuna kadar açık kalacak sergiyi görmenizi tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder