11 Ağustos 2012 Cumartesi

Paolo Sorrentino ve This Must Be the Place (2011)

Sorrentino, bol ödüllü "Il Divo"'su (2008) ile Cannes'da da jüri ödülü almıştı. İkinci Dünya savaşı sonrası sayısız kez başbakanlığı üstlenerek, İtalya yakın tarihinin en önemli figürlerinden biri olan Giulio Andreotti'nin portresini çizen film, bu ülkenin yakın tarihini bilmeyenler için de rahatlıkla izlenebilen ve başarılı bir yapıttı.
Sorrentino, 2011'de Cannes film festivalinin sinema çizgisinden en çok sapan bir yapıtla karşımıza çıktı. Filmin merkezinde, aykırı rollerin aykırı oyuncusu Sean Penn tarafından canlandırılan, 1980'lerden kalma, ilerlemiş yaşına rağmen, o döneme ait çılgın makyaj-saç-kıyafet tarzını korumuş varlıklı bir rock/metal starı var. Garip konuşma ve hareket etme tarzı da yine o dönemin aşırı uyuşturucu tüketiminden kalma bir hasarı mı var diye düşündürtüyor. Bana çizilen portre hiç inandırıcı gelmedi, oldukça karikatürize buldum. Filmin hikayesi de bir hayli abzürt, keza bir alışverişe gidip gelmesi dahi izleyiciyi yoracak derecede efor gerektiren yaşlanmış bir rock starı, babasına Auschwitz'deki kampta işkenceler yapmış birinin peşine düşüp ülkeyi boydan boya bir hafiye gibi dolaşıyor. Tüm abzürtlükler, sıradışı karakterler ortaya müthiş bir film de çıkarabilirdi, ama kanaatimce bu eserin kimyası tutmamış, ben ikna olmadım.

Hiç yorum yok: