21 Kasım 2013 Perşembe

Charles Ferguson ve No End in Sight (2007)

Büyük bütçeli Hoolywood yapımları, "24" gibi aksiyon dolu diziler, tüm dünyaya sürekli ABD'lilerin ne kadar akıllı, teknolojik olarak ne kadar ileri, müthiş stratejist, süper akıllı, herşeye hakim, kimseye göz açtırmayacak adeta tanrıvari bir güce sahip oldukları yanılsamasını pompalıyorlar. Ne kadar amatör, ne kadar bağnaz, ne kadar akıldan uzak, ne kadar insanlıkdışı yönetildiklerini görmek için bu belgeseli izlemek yeterli. Artık alenen bilindiği üzere tamamen bir yalan üzerine, yani Irak'ın kitlesel imha silahlarına sahip oldukları argümanı üzerine başlattıkları fetihi (ki sanki Irak'ı İran'a karşı o anlamsız savaşta onyıllarca silahlandıran ve bunun üzerinden tüm petrol sermayesini kendi şirketlerine peşkeş çeken ABD değilmişcesine) ne kadar amatörce yönettiğine inanamayacaksınız. Irak coğrafyasında işgalin 1 birim askerle yapılıyorsa, işgal sonrası ülkede asayişin sağlanabilmesi için 2 birim askere ihtiyaç olacağı bilgisinin tecrübeli askerler tarafından önemle vurgulanmasına rağmen Bush yönetimi bunu tamamen göz ardı ediyor, ve ülke esasında göz göre göre bir kaosa sürükleniyor. Ülkenin her köşesi, müzeleri, bakanlıkları, kütüphaneleri talan edilirken hasar görmeyen, çünkü dokunulamayan, çünkü ABD tarafından korunan tek kurum; petrol bakanlığı!!!. İşgalin hemen akabinde görece idealist ABD yetkilileri, Irak güvenlik birimlerinin, asayişin sağlanmasında görevlendirilmeleri gerektiği yönündeki raporlarına rağmen, ABD'nin işgal sonrası ilk icraati, ülkenin en büyük işvereni konusundaki Irak ordusu ve polisini işsiz bırakması oluyor. Bir günden ertesine işsiz kalan bu insanların, ülkenin neredeyse tamamına tekabül eden aileleri büyük bir açlık ve çaresizlikle karşı karşıya kalıyorlar. Bu da tabii insanların, bu durumdan istifade eden ve şimşek hızıyla büyüyen, güçlenen silahlı cemaatlere yönelmelerine yol açıyor. Farklı etnik kökenler ve mezhepler barından, Dünya savaşı sonrası ingilizlerin bir kalemle (ve tabii kendi emperyalist emelleri ışığında) çizdikleri sanal sınırlarla vücuda gelen Irak'ın dağılması bundan sonra kimseleri şaşırtmamalı. ABD'nin sadece son yüzyılda bu işlediği kaçıncı insanlık suçu, kimse gıkını çıkaramayacak mı, delirmemek elde değil!!!

Hiç yorum yok: