26 Ocak 2011 Çarşamba

Darren Aronofsky ve Black Swan (2010)

Aronofsky zamane yönetmenleri arasında kesinlikle en hayran olduğum yönetmen. 1998 yapımı "Pi" ve 2000 yapımı müthiş bir film olan "Requiem for a Dream"'izledikten sonra "Donnie Darko (2001)"'nun yönetmeni Richard Kelly ve "Memento (2000)" yönetmeni Christopher Nolan ile birlikte takip edilesi genç üçlü ilan etmiştim kendilerini. Önce Kelly "The Box" ile fena çuvalladı, sonra Nolan kendini anaakım sinemasında kaybetti. Aronofsky ise hiç sinemasından ödün vermedi. Altı sene aradan sonra gelen "The Fountain (2006)" karmaşık, fantastik ve sıradışı bir filmdi. "The Wrestler (2008)" ise daha önce defalarca çekilmiş bir kaybeden hikayesinin baştan yaratılması idi.
"The Wrestler" da olduğu gibi "The Black Swan" da iyi bilinen bir hikayeyi anlatıyor ve çok kolaylıkla çok sıradan bir film olabilirdi. Kuğu gölü balesinin prima balerini emekliye ayrılınca (daha doğrusu yaşlanmayı asla affetmeyen (sanatçıya nankör) balede ilerleyen yaşına kurban olunca) onun yerine kimin geçeceği ateşli bir rekabete yol açıyor. Sıkı bir bale takipçisi olarak "Kuğu Gölü Balesi"nin çok sevdiğim bir bale olmadığını itiraf etmeliyim, ama film eseri öyle değişik ve öyle olması gereken bir açıdan anlattı ki, bu eseri hakkını vererek hiç izlememiş olduğumu fark ettim. Filmin etkileyiciliğini kelimelere dökmek çok zor, izlemek gerek. Başrolde Natalie Portman kusursuz, aynen filmde canlandırdığı karakter gibi. Filmi izlerken dans sahnelerinde ne kadar müthiş bir fotomontaj yapmışlar, sanki Portman dans ediyor diye düşünürken, meğer gerçekten de Portman kendisi dans ediyormuş. Küçükken aldığı bale derslerinin üzerine aylarca bu film için özel ders almış. Sadece bir kaç kısa sahnede dublör söz konusu, onlarda da zaten dansçının yüzü gözükmüyor. Portman'ın bu rolle bu sene ne kadar ödül dağıtılırsa hepsini toplaması lazım. Çok sevdiğim Star Wars serisinde karizmayı çok fena çizdirmesi dışında hiçbir rolünde beni üzmeyen "Leon"'un ufak kızından da başka türlüsü beklenmezdi zaten.
Kısacası 2010'un benim açından büyük farkla en iyi filmi!

Hiç yorum yok: