27 Ocak 2011 Perşembe

Noah Baumbach ve Greenberg (2010)

Baumbach'ın daha önce izlediğim "The Squid and the Whale (2005)"'ini çok beğenmiştim. 2007 yapımı Nicole Kidman'lı "Margot at the Wedding" ise vasattı. Yeni filminin hikayesini eşi Jennifer Jason Leigh yazmış, ufak bir de rol üstlenmiş. Filmin başrolünde Ben Stiller'ı görünce yine önyargılarım depreşti, çünkü vıcık vıcık bir komedi izlemek istemiyordum. Ama film beni bu anlamda çok şaşırttı. Stiller güldürmeye uğraşmıyor, tam tersine hayatla ve kendisiyle ilgili ciddi sıkıntıları olan birini canlandırıyor. Karakteri (Roger) izlerken, özellikle de içinden geçeni aniden söyleyerek herkesi kırması onda bir arıza varmış hissi uyandırıyor ama sadece çoğu insanda olan fren mekanizması onda arıza yapmış. Bazen (hatta sık sık) içimizden (her zaman da açıklayamadığımız hislerle) birilerine bir şeyler söylemek geçer ama genelde frenleriz, (çünkü kırıcı olur, ayıp olur), bazen patinaj olur, bazen de frenlerimiz boşalır. Stiller'in antitezi olarak da filmde Greta Gerwig'in canlandırdığı Florence var. Gerwig'in yer yer kötü mü oynadığı yoksa doğaçlama mı yaptığı belli olmayan karakter sevgi dolu ve herkesin yardımına koşan, kimseyi kıramayan biri. Bu kontrast ışığında iyice bir antipatik gözüken Roger'ın karakterinde, esasında kendisine ayna tutulmasına açık herkesin kendinden bulacağı karanlık yönler ve zaaflar var. Hayat çoğu filmin dayattığı gibi toz pembe değil, insanlar da melek değil. Gereğinden uzun, yavaş ve sıkıcı gibi gelebilecek filme bu gözle bakıldığı zaman keşfedecek çok şey var.

Hiç yorum yok: