Bayılıyorum Dardenne kardeşlerin sinemasına. Sosyal kritik içeren gerçekçi tarzları, hareketli kameralarıyla bize film izlediğimizi unutturuyorlar. Adeta gizli kamerayla çekilmiş belgesel kıvamında benzersiz bir sinemaya sahipler. Kimi filmleri daha güçlü kimisi biraz daha zayıf ama hepsinin ortak paydasında gözden kaçamayacak kadar net ve özgün bir imza bulunuyor.
İlk kez onların bir filmini İstanbul Film Festivali'nde izlemiş ve çarpılmıştım; "Le fils" (2002), daha sonra izlediğim "L'Enfant" (2005) ile en favori yönetmenlerim listesine sağlam bir giriş yaptılar. Listedeki yeri sağlamlaştıran film de 1999 yapımı "Rosetta" oldu. Ardından daha da eskilere gidip 1996 tarihli "La Promesse"'yi izleyerek, belki de Dünya'nın en tutarlı tarza sahip yönetmenleri olduklarına karar verdim. Sadece "Le Silence De Lorna" (2008) onlardan çok yüksek olan beklentilerimi tam karşılayamadı.
Son filmleri "Le gamin au vélo" (2011), istismar/ihmal edilen çocuk, bisiklet ve suç temasıyla "La Promesse"'yi hatırlatıyor ama bir tekrar olarak nitelenemeyecek şekilde de ondan ayrışmayı başarıyor. 1996'nın bisikletli çocuğu bu sefer baba rolünde ki, Dardenne kardeşlerin bir başka özellikleri de favori iki oyuncularına (Jérémie Renier ve Olivier Gourmet) hemen hemen tüm filmlerinde rol vermeleri. Babası tarafından terk/red edilen oğlanın bunu kabullenmedeki haklı zorlanışını muhteşem, sade ve gerçekçi Dardenne yorumundan izlemek isterseniz bu filmi kaçırmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder