21 Kasım 2011 Pazartesi

Woody Allen ve Midnight in Paris (2011)

Müthiş üretkenliğiyle bu günceye en çok konu olacağa benzeyen Woody Allen'ın filmlerinden daha önce şu ve şu yazıda kısaca bahsetmiştim.
Paris için çok büyük bütçeli bir reklam filmi çekilse, herhalde bu filmin etkisinin onda birini yaratamazdı.
Dikkat, yazının devamı ispiyon içerir!
Başkarakter olan yazar, Paris'te geçirdiği bir zaman diliminde her gece yarısı bir meydandan bindiği eski model bir araba ile zamanda geriye gidiyor. 1900'lerde 20'lerde, 30'larda Paris'te yaşamış olan ünlü yazarlar, ressamlarla, sanatçılarla tanışıyor, onların gittikleri gece klüplerini ziyaret ediyor. Başroldeki Owen Wilson şaşırtıcı derecede başarılı bir şekilde genç (ve daha yakışıklı) bir Allen portresi çiziyor. Vücut dili, mimikleri, Allen'in kendi filmlerinde oynadığı klasik tiplemesinin birebir kopyası.
Filmin işlediği temalardan bir tanesi de çok hoşuma gitti, her dönemde insanlar kendilerinden önceki döneme sıkı bir nostaljiyle imreniyorlar, ama onların özlem duydukları yıllarda yaşanlar da kendi zamanlarından şikayetçiler. Yani milli sporumuz olan "Ah eski zamanlar" diye yakınmaktansa bugünün güzelliklerini görebilmek önemli, nitekim kimbilir belki gelecek nesiller de bizim sahip olduklarımızı özleyebilecekler.

Hiç yorum yok: