21 Şubat 2011 Pazartesi

Reha Erdem ve Kosmos (2010)

"Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde..." derler ya, arka arkaya iki güzel Türk filminden sonra üçüncü de sıçrayamadım. Gerçi daha zıplamaya kalkışmadan bir Reha Erdem filminde zıplayabilme ihtimalimin çok düşük olduğunu biliyordum. Pek bir "sanatsal" olan bu son marifetine laf ederek sayıca kalabalık taraftarlarının hışmını üzerime çekicem (sanki bu günceyi okurlarmış gibi) ama gerçekten de hayatımda Erdem kadar arakçı bir yönetmen görmedim. Filmin tarzı, tekniği, pek çok sahnesi direk başka filmlerden ve yönetmenlerden çalıntı. Son dönem Türk filmlerinde zaten ciddi bir Nuri Bilge Ceylan takıntısı var, çoğu film onun görselliğine özeniyor, bu gerçi şikayetçi olunacak bir konu değil, Reha Erdem de görsel açıdan inanılmaz kareler yakalamış. Her filminde olduğu gibi bu filminde de izlerken o kadar çok sayıda yönetmeni anımsadım ki, belki bir kısmında haksızlık da ediyorumdur ama yadsınamaz olanı, konu ve işleniş şeklinde ciddi bir Tarkovsky öykünmesi var. Tarkovsky filmlerini, felsefeye ve dine ilgisizliğimden ve bilgisizliğimden pek anlayamasam da sinema dilinin özgünlüğü, gözlerimin hafızasına kazınmıştır. Reha Erdem de sanırım Türkiye'nin Tarkovsky'si olmak istemiş, olup olmadığını Tarkovsky bilenlere bırakalım. Filmden bana kalan; Kars pek bir güzelmiş...

Hiç yorum yok: