Juste la fin du monde - Xavier Dolan - 9
Basit ve özetlendiğinde çok sıradan gelebilecek bir aile için dramayı, bu kadar sıra dışı hale getirebilmek, sıra dışı bir yönetmenin, sıra dışı oyuncularla bir araya gelmesiyle olabilirdi. Dolan'ın filmlerine daha önce 3 not düşmüşüm: Les Amours Imaginaires (2010), Laurence Anyways (2012),J'ai tué ma mère (2009)
Toni Erdmann - Maren Ade - 8
Maren Ade'nin bir önceki filmi "Alle Anderen"'i de çok beğenmiştim. Toni Erdmann için "Anlatılmaz, izlenir"'den başka bir yorum yapmak zor.
I, Daniel Blake - Ken Loach - 8
Ken Loach arada beni üzen filmler yapabilse de, iyi film yaptı mı da, Altın Palmiye'yi kapıveriyor. Yaşadığımız düzene ve bu film özelinde de sosyal devlete eleştirisini, kalp krizi geçirdiği için çalışamaz duruma gelen bir kişinin, hakkı olan destekten faydalanabilmek için neler çekmesi gerektiğini göstererek anlatıyor.
The Salesman - Asghar Farhadi - 8
Farhadi'nin "About Elly" ve "A Seperation" gibi iki başyapıt verdikten sonra Fransa'ya geçerek "Le Passé"'yi çekmesini, İran sinemasından uzaklaşmasına yormuş ve üzülmüştüm, zira memleketinde anlatacağı daha çok hikayeleri olduğuna emindim. Neyseki Farhadi "The Salesman" ile İran'a ve özüne döndü.
American Honey - Andrea Arnold - 8
"Fish Tank" (2009) ile gönlümü fetheden Arnold, "American Honey"'de kaldığı yerden devam ediyor. Çarpıcı bir gerçeklikle, pembelere boyamadan anlattığı bir genç kızın yolculuğunu izliyoruz.
Elle - Paul Verhoeven - 8
"Robocop" (1987) ve "Total Recall" (1990) gibi çok ses getiren bilim kurgu filmlerinin yanı sıra "Basic Instinct" (1992) ile geniş kitlelere ulaşan Verhoeven, benim radarıma 2006 yapımı "Zwartboek" ile girmişti, yerini "Elle" ile iyice sağlamlaştırdı. Isabelle Huppert'e cuk diye oturan bir rolle iyicene geriliyoruz.
Bacalaureat - Cristian Mungiu - 8
Romanya, birden fazla "Nuri Bilge Ceylan" çıkarabildiğinden bizim sinemamızı da geçti. Geçenlerde not düştüğüm Cãlin Peter Netzer'in yanı sıra Cristian Mungiu da yeni dalga rumen gerçekçiliğinin önemli bir temsilcisi. Bacaulaureat, kızını yurt dışında okutmak isteyen bir babanın, yozlaşmış düzenin çarkında dönmeye çalışmasını anlatıyor.
Sieranevada - Cristi Puiu - 7
Romanya Yeni Dalga demişken, tam lafının üstüne geldi. Bükreş'de daracık ve loş bir apartman dairesinde, ölmüş babalarını anmak için bir araya gelen ailenin bütün fertleri, eski defterleri açmak suretiyle hesaplaşmalara girişiyorlar. O mutfağın kapısı her açılıp kapandığında beni hafakanlar bastı. Kapalı alanlardan hoşlanmayanlar bu filmde daralabilirler.
Ma' Rosa - Brillante Mendoza - 7
Bir "yeni dalga gerçekçilik" filmi de Filipinler'den geliyor. Şehrin fakir kesimlerinden birinde büfecilik yapan bir aile, ufak tefek çerezlerin yanı sıra uyuşturucu da satmaktadır. Yakalanmaları üzerine yaşananları izliyoruz.
La Fille inconnue - Jean-Pierre Dardenne, Luc Dardenne - 7
Cannes'ın gediklileri Dardenne kardeşler ne çekseler izlenir. Önceki filmlerinin biraz gölgesinde kalsa da, yine aynı toplumsal yaralara parmak basan bu filmden çıkarılacak dersler var. Bir cinayete kurban giden bir genç kız, eğer bir göçmen ise, toplumun en alt tabakasına sıkışmışsa, kim olduğunun bir önemi var mıdır, yoksa "bilinmeyen" olarak kalması, kimsenin umurunda olmamalı mıdır?
The Neon Demon - Nicolas Winding Refn- 7
Genç bir modelin hikayesi üzerinden "Güzellik" kavramı/sektörü üzerine esaslı bir eleştiri/saldırı. Bence genelde daha çok beğenilen "Drive" (2011) filminden daha başarılı.
Paterson - Jim Jarmusch - 7
Her çektiği filme kendi baharat kavanozlarından bir şeyler bırakan Jarmusch, "Only Lovers Left Alive" (2013) ile müthiş özgün bir vampir hikayesine imza attıktan sonra, sade filmin de en sadesini ben yaparım diye genç bir çiftin minik şiirsel Dünya'larına götürüyor bizi.
Aquarius - Kleber Mendonça Filho - 7
Hikayesi Brezilya'dan geçmesine rağmen, kentsel dönüşümün sadece yerel bir kabus olmadığını bizlere anlatan bu filmde, evine sahip çıkmak için sermayeye karşı mücadele eden bir Brezilyalı yoldaşımızı izliyoruz.
Julieta - Pedro Almodóvar - 7
En esaslı "kadın" hikayeleriyle hepimizi büyüleyen Almodovar, arada bir süre "saçmaladıktan" sonra çok şükür yine kadın hikayelerine dönüyor. Eski filmlerinin gücünden mahrum olmasını kondisyon eksikliğine bağlayıp, gelecek filmleri için umutlanalım.
Mal de pierres - Nicole Garcia - 6
Yönetmenin izlediğim ilk filmi, ancak pek iz bırakmamış olacak ki, konusunu dahi pek hatırlayamıyorum. Veri bankam 6 verdiğimi söyleyince ben de o şekilde kabullendim.
The Handmaiden - Park Chan-wook - 6
Söz konusu Park Chan-Wook olunca, ister istemez "Oldboy" (2003) kıvamında çarpılmayı arzu ediyor insan. Daha önce aynı romandan uyarlanan "Fingersmith" (2005) mini dizisini izlediğimden, dolayısıyla filmin çok kritik sürpriz-bozanına hakim olduğumdan etkilenmeyi başaramadım.
Loving - Jeff Nichols - 6
Nichols'un daha önce izlediğim iki filminden "Take Shelter"'ı (2011) beğenmiş ama "Mud"'ı (2012) ise hiç beğenmemiştim. 1960'lı yıllarda Amerika'da bir siyahla bir beyazın evlenme cesaretini gösterdikleri gerçek hikayenin işlenişini sıradan buldum.
Personal Shopper - Olivier Assayas - 6
Assayas herhalde Kristin Stewart'ı özel yardımcı yaptığı filmlerle ilgili bir üçleme çekiyor olsa gerek. "Clouds over Sils Maria"'dan (2014) sonra Stewart'ı benzer rolde izliyoruz, ama bu sefer kanımca biraz daha zayıf bir filmde.
Ma Loute - Bruno Dumont - 6
Bruno Dumont her filminde olduğu üzere yine seyircisinin sabrını sınıyor. Anlattığı abzürt hikayenin özgün olduğuna şüphe yok ama izlemesi kolay değil.
Rester Vertical - Alain Guiraudie - 6
Bu filmle de kimyamız pek tutmadı, yönetmeni tanımadığımdan bir beklentim de yoktu ama biraz sıkılarak izlediğimi itiraf etmeliyim. Elle tutulur bir konusu yok gibi geldi, sanki doğaçlama o anki ruh haline göre yazılmış, çekilmiş gibi.
İzlemediklerim;
The Last Face - Sean Penn
Altın Palmiye harici filmleri de notlarımla birlikte sıralayayım;
Divines - Houda Benyamina - 8
La Tortue Rouge - Michael Dudok De Wit - 8
Cafe Society - Woody Allen - 7
La Danseuse - Stéphanie Di Giusto - 7
Ma Vie De Courgette - Claude Barras - 7
Money Monster - Jodie Foster - 7
Eshtebak - Mohamed Diab - 7
The Happiest Day in the Life of Olli Maki - Juho Kuosmanen - 6
Hell or High Water - David Mackenzie - 6
Captain Fantastic - Matt Ross - 3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder