Giuseppe Verdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Giuseppe Verdi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mart 2020 Pazartesi

Üç Silahşor – İdobale


Umarım yıllar sonra bu satırlara döndüğümde, korona virüs salgınını, ne kabustu diye değil, ucuz atlatmışız diye hatırlarım. Ülke olarak Dünya'nın kalanıyla aynı gemiye binmeden birkaç gün önce Süreyya Operası'ndaki şimdilik son temsilimizi izledik. Muhtemelen de sezonu kapadık, elimizdeki biletler de yandı, ama bu kesinlikle doğru bir karar. Ekonomi için sonuçları ne kadar yıkıcı olacak da olsa, bir süre herkesin kendini her türlü sosyal bir araya gelişten uzak tutması gerekiyor.



Bir bale tutkunu olarak daha önce hiç izlememiş olduğum 3 Silahşor balesiyle tanışmak büyük bir keyif oldu. Verdi’nin müzikleri çok güzeldi. Armağan Davran ve Volkan Ersoy'un koreografileri salonun ufak boyutları göz önüne alınınca başarılıydı, özellikle kılıç düelloları özenle örülmüştü. Genç silahşör D’Artagnan’ın Paris’e giderken yolda soyulması ve 3 silahşörlerin yardımıyla çaldırdıklarını geri alması ve onların arasına katılması anlatılıyordu. Bölümlerden en çok finale doğru D’Artagnan ile Constance’in Pas de deux’sünü beğendim. Başta D'Artagnan rolünde Batur Büklü olmak üzere tüm solistler çok iyiydi.


Evden çıkarken operaya değil de baleye gittiğimizi öğrenince direnen Dalya, eseri beğenerek izlerken, direnişsiz gelen Cem eser esnasında sıkıldı, başı ağrıyormuşmuş. AKM keşke bir an önce açılsa da, onlara büyük sahnede sergilenen bir bale eserinin ne kadar da vazgeçilmez bir keyif olabileceğini gösterebilsem. Klasik balenin hakkının, ufak sahnelerde verilmesi neredeyse imkansız.

Elimizde yanan biletlerden de en çok 21 Mart'ta seyredeceğimiz Stravinsky'nin The Rake's Progress'ine üzüldüm, ilk defa izleyecektim, kısmet değilmiş. Çocukların okullarının yanı sıra tüm spor ve sanat kursları da iptal edildi, evde kaliteli zaman geçirmenin yeni yollarını keşfetmemiz gerekecek, Dalya tatilin ikinci günü itibariyle sıkıntı beyanları vermeye başladı. Şu virüs tehlikesini umarım asgari zayiatla en kısa sürede atlatıp nice etkinliklere yelken açarız.

D’Artagnan: Batur Büklü
Athos: Hasan Topçuoğlu
Porthos: Can Bezirganoğlu
Aramis: Deniz Özaydın
Constance: Berfu Elmas
Lord Buckingham: Olcay Tunçeli
Milady: Merve Topaldemir
Kraliçe: Deniz kılınç Tunçeli
Rochefort: Nuri Arkan
Mr. Trévılle: Bahadır Ovacıklı
Kral Xııı. Louıs: Alkış Peker
Kardinal Richelieu: Alper Akalın


15 Aralık 2019 Pazar

Messa da Requiem - İstanbul Devlet Opera ve Balesi


Hemen her Cumartesi Süreyya Operası ziyaretlerimizi çocuklarla bir ritüel haline getirdik. Önce Kadıköy sokaklarında dolaşıyoruz, konser öncesi Yaşar Usta'dan dondurma/sorbe alıyoruz, konser sonrası da Pasifik Pastanesi'nde pasta yeniyor. Bu ritüel sayesinde klasik müzikle arası fazla sıcak olmayan (ki sanırım artık gerçekten kulağı çok alıştı) Dalya da hevesle konserlere geliyor. Herhalde uç nokta onu "ölüye ağıt" olarak tabir edilebilecek bir requiem'e götürmek olurdu ki, bu sınavı da başarıyla atlattık. Her ne kadar sonunda "fazla beğenmedim" dese de konser boyunca herhangi bir sıkılma emaresi göstermedi. Cem, Nina ve ben ise konserden çok keyif aldık. Koro ve solistlerin hepsi çok iyiydi ama özellikle Soprano Perihan N. Artan güzel sesiyle bizi mest etti. Ona Şef Zdravko Lazarov yönetiminde Mezzosoprano Aylin Ateş, Tenor Bülent Külekçi ve Bas Suat Arıkan eşlik ettiler.
Verdi bu eserini, hayran olduğu İtalyan şair ve romancı Alessandro Manzoni’ye ithaf etmiş, ilk seslendirme 1874 yılında Milano'da gerçekleşmiş. Umarım bir gün çocuklarla birlikte Mozart'ın "Requiem"'ini veya Pergolesi'nin "Stabat Mater"'ini de canlı dinleme imkanını buluruz.