11 Mayıs 2010 Salı

Dany Brillant - Muhteşem, Muhteşem, Muhteşem...

Hayatta gerçek anlamda hayran olduğum çok az insan olmuştur. Beğendiğim pek çok sanatçı var, ama yakın zamana kadar Alaaddin'in Cini karşıma çıkıp kim olmak istersin dese belki aklıma sadece Baryshnikov gelirdi. Dün geceye kadar, biri olmak değil de bir ses olmak istesem hiç düşünmeden "Danny Brillant" derdim, dün geceye kadar diyorum, çünkü artık Alaaddin'e gönül rahatlığıyla komple Dany Brillant olmak isterim diyebilirim. Hayatımda duyduğum en karizmatik ses meğerse, hayatımda göreceğim en karizmatik erkeğe aitmiş. Kıyafeti, sahnede duruşu, sempatikliği, sıcakkanlılığı, muhteşem karizmatik dansları ile salondaki herkesi büyüledi.
Şimdi başa sarayım, Dany Brillant'ın albümleri, son yıllarda canım ne zaman sıkkın olsa dinlediğim, dinlediğim zaman da yerimde duramadağım müziklerin başında gelir. Brillant daha önce İstanbul'a gelmişti, ama biletleri çok pahalıydı. Bu sefer sanırım Haliç Kongre Merkezi'nin büyüklüğü ve konserin son saniyede Saint Joseph'lilerin kutlamalarının ucuna eklenmesi itibariyle, en ucuz kategoride bilet fiyatları makuldü ve hemen bilet edindik.
Esasında konser hiç de iyi başlamadı, çünkü ilk başta organizatör Erkan Özerman'ın geyiklerine ve sonra da (maalesef) keşfettiğini açıkladığı genç bir vokalistin kötü yorumladığı parçalara maruz kaldık. Bunlardan daha da kötü olan, salonun, özellikle de bizim oturduğumuz yan balkonun inanılmaz kötü akustiğiydi. Kendimizi bir düğün salonunda, piyanist şantörün eko yapan müziklerini dinler gibi hissediyorduk. Baktım ki konser tam bir kabusa dönüşmek üzere, Dany çıkmadan hemen önce aşağıya koşturup, en ön sıralardan boş bir yer kaptık. İyiki de öyle yaptık, çünkü hem ekolara maruz kalmadık, hem de Brillant'ın sesi her türlü geriye kalan akustik zaafı ekarte edecek kadar kusursuzdu. Konserin başlamasıyla ben yerimde zor duruyordum, ama salon bir ölüm sessizliği ve dinginliğinde konser izliyordu. Dany Brillant'ın kah seyircilerin arasına dalarak, kah izleyicileri sahneye çıkararak bu ataleti bir kalemde yok etmesi üzerine biz de iplerimizi kopardık ve ayağa fırladık. Brillant ağırlıklı olarak son albümü "Puerto Rico"dan Salsa tınılı parçaları seslendirdi. Konserin sonunda artık sahne önündeydik, hatta normalde böyle bir durumda pek bir cool olan Nina, Dany Brillant'ın eline değmek suretiyle Elvis'e değen kızlar misali çığlığı basınca gözlerime inanamadım, ama Alaaddin'den olmayı dileyeceğim kişiyi nasıl kıskanabilirdim ki :)
Dany Brillant'ın İstanbul'a bir sonraki gelişini iple çekiyoruz...

1 yorum:

cancan dedi ki...

Bu yazından sonra, gelemediğim için üzülmüştüm....

Şimdi iki katı üzüleceğim...
Teselliyi bana doldurduğun cd'yi
dinleyerek hafifletmekte bulacağım.
teşekkürler yorumların için....