11 Mayıs 2010 Salı

Ziad Doueiri ve Lila Dit Ça

Doueiri'nin daha önce çok beğendiğim "West Beyrouth"'unu izlemiştim. 1975'de Beyrut'ta başlayan iç savaş, bir çocuğun gözünden, bu büyüleyici şehirden etkileyici görüntülerle anlatılmıştı.
2004'te çekmiş olduğu ikinci bir uzun metrajlı filmi olduğunu fark edince hemen izlemek istedim. "Lila Says", başrolündeki Vahina Giocante'nin baştan çıkarıcı cazibesiyle izleyiciyi hemen içine çekiyor. Fransa'da arapların yoğun yaşadığı bir gettoda geçen hikayede 19 yaşındaki Chimo, sirenvari cinselliğiyle onu kendine çeken Lila'nın çevresinde büyülenmiş bir şekilde pervane oluyor. Lila karakteri büyük olasılıkla Nabokov'un Lola'sından esinlenmiş ve filmde başarıyla verilmiş (Bertolucci'nin muhteşem "Dreamers"'ında veya "Was nützt die Liebe in Gedanken"'de olduğu gibi) çok yoğun bir cinsel gerilim var. Chimo'nun en yakın arkadaşının da Lila'ya aşık olmasıyla ortaya çıkan aşk üçgeni, filmin sonuna kadar ilgiyle izlenirken, belki biraz şaşırtmak, biraz farklı olmak adına bana göre son derece gereksiz ve klişe bir şekilde, bir de detaylı açıklamalara girişerek sonlanıyor. Bazen sıradan ve olaysız, sansasyonsuz duru sonlar çok daha etkileyici olabiliyor, ben şahsen öylesini tercih ederdim.

Hiç yorum yok: