Oyunun konusuna, hakkındaki yorumlara bakmadan bir kez daha Üsküdar Tekel binasının yolunu tuttuk ama binanın güzelliği bir yana sanırım artık oyunlar hakkında biraz daha seçici olmanın vakti geldi. Hakkında onlarca oyun ve kitap yazılmış, belki yüzlerce filme ve belgesele konu olmuş 2. Dünya Savaşı'ndaki soykırımı bir kez daha sıradan bir oyunda izlemeye gerçekten de gerek yoktu.
Oyun aynen bir hafta önce izlediğimiz "Kuzguncuk Türküsü"ndeki gibi neşe içinde dans eden, şarkılar söyleyen mutlu ve kardeşçe yaşayan insanların görüntüsüyle başlıyor. Genç kadro gerçekten de hem dans hem de müzik konusunda çok başarılı ancak aynı şeyi oyunun başrollerinden büyük oğul karakteri için söylemek maalesef mümkün değil. Aşırı teatral oyunu temiz olmayan diksiyonuyla (ş'ler ç'ler hızlı diyaloglarda bir çorbaya dönüşüyordu) birleşince, oyun da yeni hiçbir şey söylemeyince sıradan bir tiyatro akşamı geçirdik.
Siz siz olun, güzel binaların gazına gelip, önünüze gelen her oyunu izlemeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder