Üsküdar Tekel Binasının güzelliği bir siren gibi bizi tekrar sahnesine çekti. Tarihleri şaşırdığımız için yanlış gittiğimiz oyunu, kapalıgişe olmasına rağmen tiyatronun nazik çalışanlarının ayarladığı yerlerden izleyebildik. Oyunun başında Rumların, Ermenilerin, Musevilerin, Türklerin karışık ve barış içinde yaşadıkları Kuzguncuk'taki neşeli idilik hayatlarından bir kesiti izliyoruz. Türküler okunuyor, halaylar çekiliyor. 1955'de patlak veren 6-7 eylül olaylarıyla bir bir aileler göç etmeye başlıyor, gitmemeye direnenler de zamanla arsalarına evlerine göz diken rantçılardan bunalarak İstanbul'u terk ediyorlar. Bu planlı programlı devlet eliyle gerçekleşmiş provokasyon olmasaydı İstanbul'un ne kadar daha renkli ve kozmopolit bir şehir olacağını düşünmemek elde değil. Neyseki son dönemde yakın tarihimizdeki hatalarla yüzleşmeye başlayabildik, dilerim ki genç nesiller bu hatalardan ders çıkarabilmeyi başarabilsin ve her geçen gün ülkemizde insanların birbirlerine olan tahammülsüzlüklerinin artmasına gem vurulabilsin.
Oyun, biraz da hikayesinin doğası gereği yer yer fazla didaktik olabiliyor ama kurgusu ve kadro gayet başarılı, tüm İstabulluların izlemesi ve eski günleri özlemesi dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder